25 Temmuz 2014 Cuma

Hoşgeldin evime diyordu yalnızlık

Hoş geldin evime diyordu yalnızlık

Annem gibi sarıyordu beni...
İlk zamanlar çok üzülüyordum bu duruma...
İnsanlar ne garip
Alışınca gülümsüyorum...
Her harf bana yabancıydı senden sonra
Şimdi onlarla konuşuyorum...
Yaptığım hatanın etkisi üzerimde ağırlığını korurken
Bana herkes kapısını kapadı...
Bir yalnızlık açtı hoş geldin diyen ellerini...
Bekledim seni. Gelmedin...
Gideceksin kelebeklerin kanatlarında uğurlanarak...
Sana öylece bakacağım...
Uzaktan... Çok uzaklardan...
Yalnızlığın arkasından göz ucuyla bakacağım...
Bensiz mutlu musun? diye...
Yokluğum etkilememiş seni...
Sana vurmadığı gibi bana yüklendi yine acılar...
Ama sana vurmasınlar...
Bana koşsunlar...
Yalnızlık gibi kollarını açsınlar...
Onları ben kucaklayayım...
Sen mutlu ol...
Unuturuz ikimizde...
Belki yıllar belki aylar sonra.
Sanmıyorum unutacağımı...
Ama unutuldum..!
Gülmek sana yakışıyor bana ise hüzün...
Bir gün olur ya aklına düşersem...
Sakın ha! Gelmemezlik etme...
Ben seni burada bekliyorum...
Toprağımın altında...
Dualarını unutma seni burada bekliyorum.



Prensesler soytarılara aşık olmaz ...

Bir gün gelir birisine aşık olursun.o kişi hiç ummadığın birisidir.
Sonra birden onunda sana aşık olduğunu hissedersin.
Gider yanına konuşursun.bir ilişkinin tohumları atılır O ilişki yıllar sürer.Yıllar sonra bir bakmışsın ki hiç bir şey yok elde...Ve o gün o ilişkinin bittiğini anlarsın.fakat 'o'na nasıl söyleyeceğine bilmezsin,bilemezsin..Hiç ummadığın bir anda ortalıktan kaybolur sanki ayrılmak istediğini anlamış gibi ve kendini özletmek ister gibi ..Aradan aylar geçer sen ona ulaşmak için her yolu denersin fakat ulaşamazsın.sonra birden karşına çıkar ve 'Aşkım ' ben geldim der.. 'seni seviyorum' der özür diler ve her şey tekrar başlar...Bu sefer sen ona sımsıkı sarılırsın hayatta tutunacak başka dalın olmadığı için sadece ona sarılırsın ve sadece onunla konuşup onunla görüşür olmuşsun farkında olmadan sanki yer yüzünde bir tek o varmış gibi davranırsın herkesten soyutlarsın kendini ve onu...Onun çevresindeki herkesi kıskanmaya başlarsın onunda senin gibi sadece seninle konuşmasını ve sadece senin olmasını istersin ama o bunu kabul etmez.Ve kavgalar başlar. Sen fazla takmazsın tabi bunu günlük kavgalar dersin biraz moralin bozulur daha sonra bir şeyler yapıp eğlenmeye başlarsın ama o öyle değildir sen farkında değilsin tabi bunun..Ama o her kavgadan sonra ağlar kendini yıpratır ..Sen deli gibi aşık olduğun için onunla ilgili her şeyi toz pembe görürsün daha sonra hiç ummadığın bir anda gider ve bir daha asla geri dönmez.Senin gözlerin hep onu arar okuluna gidersin evine gidersin arkadaşlarına sorarsın ama onu bulamazsın bir türlü.Kimsenin nereye gittiği hakkında bir fikri yoktur.Sen aylarca ararsın en sonunda umutların tükenir ve aramaktan vazgeçersin. Ondan sonra hayatında kimse olmaz.Kimse girmez hayata.Hayata karşı duvarlar örersin mutlu olmak için onu unutmak için ancak unutamazsın hep içinde yaşarsın o duvarları kendini dış dünyadan korumak için kurarsın.Daha sonra bir prenses gelir ve ondan hoşlanmaya başlarsın ilk zamanlar konuşursun sadece hoşlantı dersin gelip geçer dersin ama farkında değilsindir ona aşık olduğunun.daha sonra sen kıza ondan hoşlandığını söylersin ama o kız buna inanmaz. O seni herkes gibi görür. 



Unutmadan 'Prensesler soytarılara aşık olmaz ...

Siyah kelebek

Akşam dalgalar vurur sahil boyuna vurur içimi yıkar Siyah kelebeklerim uçar delice ahım ölüme kadar...Nefes nefese kalışların gizinde sanki bilinmez bir yerlerde bilinmez renklerde bilinmez diyarlarda nerde ??? hangi masalda hangi hikayede siyah kelebeklerim gecelerde suskun çaresiz bitkin.


Dil lal olmuş gülümsemeler donmuş gözyaşı kurumuş öylesine bakar olmuş.Acıyan kalplerin iniltileri kalmış geriye hüzün denizleri kurumuş çöl olmuş akmıyor pınarlar coşkusunu yitirmiş bir denizin ortasında dalgalara inat kürek çekmekmiş biçare gidememek ileri aynı yerde dolanıp durmakmış meğer.

Düşlermi gerçeklerimi savaştığım ne sevgi ne aşk ne kaybettiğim yıllar anılar ağlıyor bende bulduğum her yol çıkmaz sokakmış anladım.

Yaşanmamış sevdalar nerde kimlerde küllerin arasında bulmuştum kendimi enkazın içinde biri vardı tuttum elini buz gibiydi ısıtmadı elimi son kor dedim ama elimdeki el soğuktu can yoktu sanki gözlerinde bulmak istedim ateşi ama bulamadım.

Siyah kelebekler uçuştu birden ömürleri çok kısa ne yaşarlarlarsa kar sayarlar ölürler kısa sevdalarda nefessiz. Anlamsızca çırpınan bir kelebektir hayatta bir gün yaşayacağını bilsede sonsuzluğa yolculuk umar beyhude yalnız savaşçılar gibi.

Zamanları kalmasada umutları vardır belkide her saniyedeki amansız yalvarışlarıdır hayata siyah gölgelerde yaşamaksa hayatı sadece özgürlüktür ödülleri galiba ben kimsenin sevdasına giren bir düş değilim imkansız hayallerin baş rolün deyim bir umut yada bir bekleyişimi savaşım siyah kelebeklerinyolundayım ...


Pır pır kanatlarındaki mavi lekelermiyim siyah kelebeğin! Yaktım kül ettim herşeyi katlettim hayalleri nicedir düşlemem ben bir aşkı korsuz ateş sönmüş kül olmuş bu diyarda nicedir görmem bir rüya uykular terk etmişse bedeni ...Hayat okadar güzel ki zorlukları olmasa ,insanlar okadar güzel ki yalanları olmasa,Aşklar okadar güzelki sahte olmasa birde ayrılık eklenir yaşamlara. Ruhun çapraşıktır gidişi.Ama böyle kara giyinmiş gecelerde anlıyor ki insan; ruh bedenden hızlı tüketiyor kendini…

Kaçabileceği hiçbir an, hiçbir anı kalmayan sahipsiz bir varlığa dönüşüveriyor bir anda.Tek gördüğüm dışardan gözlemlediğim kapanmayan yaralarımı çağrıştıran duvarlarımdaki kapanmayan ertelenmişliklerim ve kördüğüm...

Avuçlarımda çözemediğim kördüğüm Sevmek vazgeçiştir ertelemeyi bilmektir severek gitmektir her masal mutlu sonla bitmiyor ve her sevda unutulmuyormuş birden gidenler en zor gidenlermiş. Bazen bomboş bakmak gerekiyormuş hayatın yalanlarına yalanları gerçek sanmak anlamsızmış anlamadan yaşamak gerekiyormuş.

Zaman ...her aşk birkaç dakika sonra unutulacak bir yalan, her söz hiç edilmemiş bir yemin kadar emanetsizken, gönlüne alıp da sevdiğin insanın sözleri canını yakarsa, unutma, zalim aşklar zamanındayız...

Aşk için ölmeli aşk o zaman aşktır sözleri şarkılarda kalmış çünkü şimdiki zaman zalimlerin zamanı. Sonunu yazamadığım bir sevda masalıdır...



SİYAH KELEBEKLER NEFESSİZ GECELERDE.

Hazan & Aven

Hazan - Kırlarda çiçekler artık bensiz açacak..

Aven - Sensiz kırların bir anlamı yok çiçekler açmaz oldu güneş sensiz doğmuyor

Hazan - Belkide biraz böyleyiz ama başka olmak gerekiyor aslında ve aslında böyle değiliz, olması gerekeniz.

Aven - Sen gittiğinden beri duygularımın körelmesin den korkardım.korkardım dedim ya korktum, köreldim.

Hazan - Korktuğunda her şey bir anda gerçekleşebilir, tıpkı aşk gibi...

Aven - Beklemeden, umut etmeden,gözlerim dalmadan acaba gelir mi diye beynimi allak bullak eden sorulardan kaçarcasına..

Hazan - İçime çekiliyorum kaplumbağa misali korkak, ürkek ve cesaretsiz...

Aven - Anlayacaksın bir gün senin için dökülen bir damla yaşın ne anlama geldiğini.

Hazan - Anlamak için illa ağlamak gerekmez ki bir bakış yeter bin sözü beyan etmeye.

Aven - Bir söz bir cümle her şeyi anlatır aslında ama anlatacak ne bir cümle ne de bir söz var.

Hazan - Sadece duygular var içimde dile, kelama gelmemiş duygular.

Aven - Duygular aslında hiç var olmadı sadece bizler varlığını zannettik.

Hazan - Zannettiklerimiz işte yanılttı bizi oysaki hep vardı onlar

8 Temmuz 2014 Salı

Söylesene Nâr-ı Ateş,Cehennem'imde de Devam Edecek Mi ?

Ne zaman yazılmış sana onca şiir !Nasıl sevmiş seni gönül, daha dününü bugününden ayırt edemezken ,Nasıl bir sevdaya müptelâ olmuş ¿!Yok oluşa mı bunca sevdâ ! yok olmaya mı içimdeki nâr ¿Nasıl bir vurgun, nasıl bir ihtilâl, nasıl bir Terk-i diyardır bu ¿


…Sevdâm acıyla asılı duruyor dünlerde !Nasıl bir sevdâymış ki, bugünlerime ket vuruyor¿ nasıl bir şeysin ki..…Neyin hesabını ödüyorum.. neyin peşinde sevdâlarım ¿ !Geride kalan benden, eksik hangi ömrümü alacak Azrail ¿Ben ki yok oluşun müptelâsı ..Ömrüm ‘yok’luktur !!Bu neyin, hangi ömrümün,hangi dünümün.. hangi sevdâmın ‘azrail’i ¿Al neyim kaldıysa, neyim varsa ..!Ben ki var oluşların acısı .. Yok oluşadır en büyük duâ’m !...


 Söylesene, kaç dem yaşatır bana, dünden kalma aşklar[ın] ¿Kaç gece sûkut ederim sessizliğinle ¿kaç gecedir ki bu ömr-ü cihân ¿…Nedendir o zaman bunca isyan, bunca gözyaşı ¿!Söylesene nâr-ı ateş; Cehennemimde de devam edecek mi ¿Yakacak mı sevdâların koru beni, cayır cayır !Söylesene sevdân, cehennem ateşin[m]e ; kaç damla eşk olup söndürür ¿Bitmez ki cehennemin nâr-ı ateşi.. bitiremezsin ki dün’deki sevdalarınla..!Ben ki alev alev yanmaların müptelâsı..Alevim sevdândır Yâr,sevdândır !


…Bak gözlerime, bak en aciz kula !Yaşamak için hangi sevdâ-ı bıraktın ardında, hangi seçeneği bıraktın ..Bütün yollar, bütün çıkışlar[girişler] kapalı ,Mahşer-i Cümbüş’ü yaşıyorum.. Kıyamet mi kopuyor ¿Öldüm mü¿ öldü mü sevdan[m] b[s]ende ..¿Neden bunca kalabalık, beyaz tenler niye ..¿ aksimi görüyorum..!Neden ¿¿¿???Birazdan çekileceğim sorguya .. birazdan başlayacak sömürmeler !Her şey yitip gidecek ‘birazdan’ İçimden sen.. içinden ben.. gözlerimden yaşlar !Sonra..Sonra, Sur’a üflenecek yok olacak evren.. yok olacağım ..Ben ki yok oluşların müptelâsı, Farksız olacak yaşama[ma]ktan ..


…Yanan nâr-ı ateşi’mi söndürsün ‘en büyük sevdân’ …Kurtar[ma] beni Cehennem’imden ..!!Günahkârsın ! bir damla gözyaşın bile dindirmez alevi ..Burada da yaşatmaz ki bana ‘cennet’i aşkın ..!Neydi ki zaten sevdân ..Yanmadı mı Mecnun Leyla’nın ardın sıra …Dağlar delinmedi mi ?Senin sevdân neydi ki.. Sevdân’dı korum.. Sevdân’dı Cehennem’im !Haydi söndür nâr-ı ateşi .. haydi Mecnunum ol !...Şirin’in Ferhat’ı.. Züleyha’nın Yusuf’u gibi..Haydi söndürsün artık inci tanesi olan gözlerinden damlayan gözyaşı[n] !Bitmez ki.. dinmez ki alevim ..yitiremezsin Nâr-ı ateşimi …!Yandığım sevdân’dır Yâr, sevdân’dır …



…Yaşatmaz ki sevdân ..!Nefsim olup attın beni cehennem’ime ..Bir ömür vaat etmez ki ,gözlerinden dökülen incitanesi ,Bu nasıl bir sevdâya müptelâ oluş[um] ..Yok oluşa mı sürüklüyor ..yok oluşa mı bu sevdâ ¿!Var etmez ki sevdân .. ‘var’ etmez !


… Mahşer-i Cümbüş’ü yaşıyorum … kalabalıklar arasında çırılçıplağım ..!Ruh[um] ! nasıl da ‘soysuz sevdaya’ tutkun !Şimdi ruhuma, ‘soysuz sevdan’dan; bin bir günahlar giydiriliyor …Çırılçıplak ! Yalınayak ‘ kimsesizim onca kalabalığın arasında …Üşüyorum !‘soysuz sevda’m ısıtsana beni .. Tutsana ellerimden !!- duymuyor,görmüyorsun- Nasıl bir sevdaydın .. nasıl bir aşktın.. ki medet umuyorum senden ..!


…Her şey yitip gidecek ‘birazdan’ ..Sur’a üflendi .. kıyamet koptu .. yok oldu evren.. yok oldum !Etrafımda onca kalabalık.. onca hengâme .. onca ağır yük !Heybemde taşıdığım ‘soysuz sevdan’, nereye sürüklüyor beni ..¿


Ruh[um] ! nasıl da pişman ..(çok geç ,bitti!)İçimden sen.. içinden ben.. ‘soysuz sevdan’Bittik.. bitti.. bittin !


Cehennemimde yanıyorum, ‘soysuz sevdan’la ..Çekiyorum cezamı .. çekiyorum nefsime(nefsen’e) yenilmenin cezasını …Haydi Ferhat olup, Bir düğme uğruna, bir gecelik heves uğruna, yan !Haydi yansana !


Nasıl bir sevdasın ki..nasıl bir nâr-ı ateşti ki bendeki sevdan ..¿!

6 Temmuz 2014 Pazar

Ne Kadar Porno O Kadar Fidan



Başlığı ilk görünce şaşırdınız değil mi ?  Bu makaleyi yazmadan önce bir araştırmada ilk gördüğümde bende çok şarşımıştım… Ülkemizde  ve birçok ülkede zaten yasak olan
porno sanki çok normal bir şeymiş gibi şimdide o siteler ve sahipleri kampanya başlatmaya hazırlanıyor . Ünlü bir adult film sitesi yeni bir kampanya başlattı .  Ve bu kampanya dahilinde izlenen her 100 adult film için 1 adet fidan dikilecektir. Şuana kadar izlenmiş videolara göre yaklaşık 15.000 fidan dikilecek . Yasak olmasına rağmen bu kadar izlenim … Birde yasak olmadığını düşünün :)) 


Sitenin iletişim temsilcisi Mike Williams yaptığı açıklamada “biz bu kampanyayı hem doğaya ve topluma katkı sağlamak, hem de markamızı güçlendirmek için yaptık” dedi.Böyle bir kampanyayı Türkiye’de yapsalar Türkiye’de fidan dikilecek alan kalmazdı sanırsam …